13 Mayıs 2013 Pazartesi

5 Adımda 5 Kilo Verilebilirmi?

NG Güral Sapanca Wellness & Convention Uzman Diyetisyeni Ali Dereli, yaza girmeden beş adımda nasıl kilo verileceğini açıkladı.Yaz öncesi diyet aylarının başladığını belirten Dereli, "Geleneksel 3 aylık diyet maratonu başladı. Her yıl Nisan, Mayıs, Haziran aylarında başlayan diyet ayları, 3 aylık yaz dönemine hazırlık için özellikle hanımlar için çok önemli. Yaza girmeden önce, kendinize iyi anlaşacağınız bir diyetisyen bulup, beslenmenizi düzenlemesini isteyebilirsiniz. Beş kilo vermek için gerekli 5 adımı bir diyetisyenle beraber yapmanız, kilo vermenizi kolaylaştıracaktır" dedi.

Dereli, başarılı bir diyet için ilk koşulun bulunabildiği kadar su içmek olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Kilonuzu 30 ile çarpın, bu işlemi yaptıktan sonra çıkan sonuç ml cinsinden içeceğiniz su miktarıdır. Örneğin 74 kilo olan bir insanı düşünürsek içilmesi gereken su miktarı 2220 ml yani yaklaşık 2.2 litredir. Yapacağımız ilk iş bulduğumuz miktar kadar su içmek olmalıdır. Yeteri kadar su içmek vücudumuzu temizlemeye yarayacaktır. Temizlenen vücut ile birlikte metabolizmamız daha hızlı çalışacaktır. Bununla birlikte kilo vermek için yaptığımız her harekete vücudumuz daha doğru tepki verecektir. Çabalarınızın karşılığını almak için yapacağımız ilk iş bu olmalıdır."

Kahvaltıda alınması gereken besinlerin önemine değinen Dereli, şunları söyledi: "Diyetimizin ikinci maddesi; "Müsli (lapa), yoğurt, yeşil elma, tarçın ile birlikte güzel bir kahvaltı yapın. 4-5 yemek kaşığı müsliyi, su bardağının 4'te 3'ü kadar yoğurtla karıştırdıktan sonra, üzerine yarım yeşil elmayı rendeleyip bir tatlı kaşığı tarçın serperek sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlayın. Müsli doyuruculuğu, yoğurt kalsiyumu, tarçın kan şekeri düzenleyiciliği ile kilo vermenize yardımcı olacaktır."

Dereli, uygulanması gereken diyetin diğer koşullarını şöyle sıraladı:

"Üç ana öğününüzün aralarını sağlıklı atıştırmalıklar ile doldurmanız diyetimizin üçüncü koşulu. Kahvaltınızı yaptıktan sonra her iki saatte bir beslenmeye özen gösteriniz. Öğle yemeği ile akşam yemeğiniz arasında da bir veya iki kere bu atıştırmalıkların yarımına başvurunuz. Kan şekerinizin dengelenmesi, bir sonraki öğüne çok aç oturmamanız ve en önemlisi besinlerin termik etkisi ile metabolizma hızlanmasına yardımcı olacaktır."

Diyetin dördüncü maddesi olarak maydanoz ve yeşil çay ile tanışmayı tavsiye eden Dereli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vücudunuzdaki bulunan ödemin atılabilmesi ve vücudunuzun rahatlayabilmesi için maydanoz bir numaralı ödem söktürücülerden biridir. Suyunu falan içmeniz gerekmez kendisini yemeniz daha faydalıdır. Maydanoza ek olarak yeşil çayda iyi bir ödem gidericidir. Bütün bunların yanı sıra yeşil çayın zayıflamanız üzerine etkileri olabileceği araştırılmaktadır. İçeriğindeki kateşin adı verilen güçlü antioksidanın zayıflamanıza yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Son olarak yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Havaların güzelleşmesi ile birlikte tam sokağa çıkma zamanı. Ara öğünlerinizden hemen sonra veya akşam yemeğinizden 45 dakika sonra minimum yarım saat çıkıp etrafta spor ayakkabılarınızla birlikte bir tur atın."

Diyetin 5 adımı başarılı bir şekilde uygulandığında sonuçların inanılmaz olacağını belirten Dereli, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu 5 adımı sadece bir hafta deneyin, sonunda gözlerinize inanamayacaksınız. Özel bir isteğim var bütün bunlara ek olarak. Mümkün olduğunca tuzdan uzak durun hatta hiç kullanmayın. Kilo kaybetmenin o inanılmaz mutluluğunu bir hafta sonra sizde yaşayacaksınız.

Klasik Diyet Yalanları


Bu Konuyu Hazırlayan: Senim Hande Tanay Diyetle ilgili birçok yanlış anlayış ve düşünce var. Diyetin kelime anlamı sağlığı korumak, geliştirmek ve düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni demek. Diyetle ilgili yapılan yanlışları diyetisyen Nil Şahin Gürhan anlatıyor.

1.sırada gereksiz saat sınırlamaları geliyor. “Sabah 8’de kahvaltı yapmalı”,“Akşam 7’den sonra bir şey yememeli” gibi söylemler yanlış. Herkesin yaşam tarzı farklı. Dikkat etmeniz gereken sabah uyandıktan sonra 1 saat içinde enerji almanız ve 4 saatten uzun süre enerji almadan geçirmemeniz.

2.sırada su içme ile ilgili gereksiz detaylar geliyor. “Yemekte su içilmez”, “Yemek arasında su içmeyin” gibi laflara inanmayın!Önemli olan yeterli ölçüde su içerek vücudunuzu su kaybından korumanız. Nasıl ve ne şekilde içeceğiniz sizin insiyatifinize kalmış.

3.sırada metabolizmanızın size savaş açtığı yalanı. Aynı kiloda takılmanız, metabolizmanızın direnç göstermesi değildir. Sizin beslenme şeklinizle sağlamanız gereken eksi enerji dengesini kuramadığınızın bir göstergesidir. Harcadığınız enerji, besinlerle aldığınız enerjiden fazla olmalı ki kilo veri..

4.sırada mucizevi yiyecekler geliyor. Ne kadar sağlıklı bir yiyecek olursa olsun mucize yaratacak bir yiyecek yoktur. “Ye kilo ver, vücudun yağ yaksın” diye bir mantık yok. Unutmayın fazla kilolarınızı siz zaman içinde yavaş yavaş aldınız ve ancak siz verebilirsiniz.

5.sırada detoks ve arınma adı altında bağırsak temizleme seansları var. Bu şekilde bağırsak floranızı bozabilirsiniz. İnsan vücudu yapısı gereği toksin maddeleri her gün yaşam içinde yavaş yavaş atar.Detoksu yavaş yavaş yapmak için; bol su içmek, egzersiz yapmak, doğal yiyecekler tüketmek yeterli.

Beslenirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

1- Ne zaman nerede ve ne yiyeceğinizi şansa bırakmayın. Düzgün bir yeme düzeniniz olsun.

2- Yiyeceklerinizin enerji miktarlarını dikkate alın. Aşırı kalori yüklü gıdalardan uzaklaşın.

3- Tuzlu, yağlı ve şekerli gıdalardan uzak kalın.

4- Doğal besinleri tercih edin. Hazır gıdaları seçerken etiketlerini (içeriklerini ve son kullanım tarihlerini) dikkatle inceleyin.

5- Sofradan doymadan kalkmayı alışkanlık haline getirin.

6- Aşırı gıda tüketmeyin. Fazla yemenin 21. yüzyıl hastalıklarını hazırlayan iki temel faktörden biri olduğunu (diğeri hareketsizlik ve tembelliktir) unutmayın.

7- Ana ve ara öğünleri atlamayın. Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalar tüketmeye özen gösterin.

8- Diyet tuzaklarına yakalanmayın. Diyette olmaktan, diyet yapıp zayıflamaktan, özel diyetlerle form tutmaktan fayda ummayın. Bugün, bu hafta veya bu ay "diyette olma"nın bir başka gün, hafta veya ayda "diyet yapmamak" anlamına geldiğini hatırlayın.

9- Yatağa girerken veya gece uyanınca bir şeyler atıştırmayı bırakın.

10- Stresli, endişeli, üzgün veya kızgınsanız yemeğe başlamayın.

Beslenmede 10 Altın Kural


Beslenme yanlışlarınızın şişmanlık, hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, diyabet, kanser gibi 21. yüzyıl hastalıklarına yakalanma olasılığınızı artırdığını gösteren kanıtlar çoğalıyor. Sorun sadece çok yemekte veya aşırı miktarda gıda tüketmekte değildir. Yanlış besin seçimleri yapmak da önemlidir.Yanlış beslenmemizin pek çok nedeni var. Bunlardan ilki yaşam temposunun müthiş hızlanması, bu hız ve telaş içinde beslenmenin ıskalanmasıdır. Hızlanmış hayat, fast-food gıdaların tüketimini körüklüyor. Aşırı kalori yüklü, vitamin, mineral, flavonoid, antioksidan ve posa fakiri fast-food besinler ve atıştırmalar sağlığımızın canına okuyor.

Reklamlara Sakın Kanmayın!
Yoğun bir reklam bombardımanı tüketiciyi yanlış besin seçimlerine yönlendirmede daha etkili hale geliyor. Reklamlarla tüketimi artan yiyecekler elma, üzüm marul, lahana, fasulye veya bakla değil!.. Doymuş ve trans yağlarla yüklü, şeker ve tuz deposu, kalori zengini, sağlığa yarardan çok zarar getiren hazır-paketlenmiş besinlerin tüketimi, reklamların etkisiyle daha da artıyor. Bu tür besinlerin renkli, parlak ve etkileyici ambalajlarda sunulması ve oldukça çekici hale getirilmesi de önemli bir etken. Özellikle atıştırmalık olarak pazarlanan gofret, çikolata , bisküvi, şekerleme ve cipslerin isimleri de paketleri de müthiş etkileyicidir.

Lezzet Tuzaklarına Dikkat!

Yanlış besinlere yönelmenin arkasında başka faktörler de var. Bunlara lezzet unsurunu da eklemek gerekiyor. Hazır gıda üreticileri, ürünlerinde sağlıktan çok lezzet faktörüne önem veriyor. Bu ürünlerde bol bol kullanılan "yağ, şeker ve tuz" üçlüsünün oluşturduğu lezzet üçgeninin içine bir kez girdiniz mi çıkmanız oldukça güçtür. Bu besinler, yağları, tuzları ya da ihtiva ettikleri şeker miktarları yükseldikçe daha kolay satılıyor. Zararlı değilseler bile sağlığa yararlı olmadıkları kesin olan bu tür besinlerin tüketimini arttıran daha pek çok etken var: Bu ürünler doğal olanlara oranla çok daha kolay bulunabiliyor ve çok daha ucuzlar. Bir simitten bile ucuza alabileceğiniz gofretler, bisküvi ve cipsler her an her yerde kolayca bulabiliyorsunuz. Üstelik bunları okul, işyeri veya köşe başlarındaki paramatik kurgulu makinalardan kolayca temin etmeniz mümkün.

BESLENME EĞİTİMİ

Eğitim noksanlığı da önemli bir etken. Okullarımızda beslenme dersi yok. Öğrencilerimize beslenmeyle ilgili herhangi bir eğitim verilmiyor. Tıp fakültelerinde bile "beslenme-sağlık ilişkisi" yeteri kadar öğretilmiyor. Kısacası ilkokuldan üniversite sonuna kadar eğitim müfredatımız beslenme konusunu "es" geçiyor. Beslenme bilgisi ve bilinci fakiri çocuklarımız ve gençlerimiz, anne baba, nine ve dedelerimiz beslenmeyi sadece karın doyurmaktan ibaret bir süreç zannediyor.

Sağlık İçin Nasıl Beslenmeliyiz!

Lezzet odaklı beslenme eğilimi besinleri birer tatmin ya da keyif aracı haline getiriyor. Sebze ve meyvelerin, tahılların, bakliyat grubunun önemini yeteri kadar bilenimiz pek az. Besinleri sadece karın doyurmak, enerji ihtiyacımızı karşılamak ve keyif almak-lezzet tatmak için tüketiyoruz. Onların gelişmemizi, büyümemizi, kırılıp dökülen yanlarımızı tamir etmemizi sağladıklarından da, yeni hücreler, dokular üretmek, sağlığımızı koruyup güçlendirmek için kullandıklarından da (ne yazık ki) habersiziz.

Beslenmenin Bireyler İçin Anlamı!

Eğer sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmek istiyorsak işe nasıl beslendiğimizi sorgulamakla başlamalıyız. Kilo fazlalığı ve şişmanlıktan, kalp hastalığı, inme şeker ve tansiyondan korunmak, kansere karşı güçlü bir koruma duvarı oluşturmak için buna mecburuz. Doğru besinlere yönelmek, onları yeterli miktarda, dengeli oranlarda ve uygun bir çeşitlilik zenginliği içinde tüketmek çok önemlidir. Sağlıkla ve huzurla yaşlanmak istiyorsak karbonhidrat, protein ve yağları tanımak ve onları uygun miktarlar ve oranlarda nasıl tüketeceğimizi bilmemiz gerekiyor. Doğru protein, karbonhidrat ve yağların neler olduğunu öğrenmemiz ihtiyacımızdan fazla enerji yüklenmememiz, antioksidan vitamin, mineral ve posa zengini gıdalara yönelmemiz bir zorunluluk haline geliyor. Beslenmek karın doyurmaktan daha fazla anlamlar taşıyan sihirli bir kelimedir. Sağlığımızı yanlış kötü veya iyi yönde etkileyen en önemli seçim yaşam tarzı seçimidir. Beslenmeyi ciddiye alın!

Diyet Nedir? Nasıl Diyet Yapmalıyız?

Zayıflamak için başvurduğumuz bir çok yöntemde başarısız oluyor isek bunun esas nedeni aslında olayı beynimizde bitirmediğimiz içindir, karşımızdaki düşmanı gözümüzde çok büyüttüğümüz sürece kilo vermek hiçde kolay olmayacaktır. Öncelikle kararlılığımızı kesin olarak ortaya koymak ve ben bunu başaracağım demek gerekir, unutmayınki başlamak işin yaırısıdır, ondan sonrası zaten sizin kontrolünüzde devam edecektir. Diyet artık bir zahmet olmaktan Çıkıyor. Hiç kuşku yokki diyet yapmak çokda sevilen ve neşeli bir uğraş değil, ancak obezite ile mücadelede ve hayatımızın daha sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçmesi ve formda kalabilmek için başvuracağımız en önemli adres doğru ve dengeli beslenme ve diyet porgramıdır.Diyet Uygulamarı Sizi Forma Sokmak ve Sağlıklı Bir Bünyeye Sahip Olmanız İçin Vardır. Dikkat Edin Bizim Bahsettiğimiz O Şok Diyetler Değil ! Malum; kıyafetler özgürleşecek, fazlalıklar paltoların ardına saklanamayacak, kilolar gitmediği taktirde deniz keyfi bir “sendrom”a dönüşecek.

Hareketsizlik, stres, fast-food ve atıştırma alışkanlığı, uykusuzluk ya da fazla uyuma, yağlı yiyecekler.Ve maalesef kaçınılmaz bir gerçek bir gerçek; şişmanlık.. Tüm dünyada gittikçe grafiğini yükselten obezite artık bir hastalık konumunda. Her beş kişiden birinde mutlaka görülen bu durum, sağlığı bir hayli tehdit ediyor. Fiziksel aktivitede azalma, beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet (kadın), ırksal faktörler, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma ve alkol risk faktörleri arasında. Dengesiz ya da fazla beslenme beraberinde kalp, tansiyon, damar tıkanıklığı, kolesterol ve şeker gibi birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Kışın alınan kilolar, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte bir anda verilmek isteniyor ve çare şok diyetlerde bulunuyor. “1 haftada 5 kilo vermek” gibi bir mucize olarak görülen kısa süreli diyetler, sağlık açısından ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Sindirim ve sinir sistemi bozuklukları, kansızlık, yorgunluk, halsizlik, baş dönmeleri, bulantı ve kusma bunlardan sadece bir kaçı... Bilinçsiz beslenme, yetersiz besin öğeleri metabolizmayı bir anda çökertiyor. Kilo kayıpları yağ yerine su ve kastan oluyor. Metabolizmanın yavaşlaması, verilen kiloların ve hatta daha fazlasının belli bir süre sonra hızla alınmasına neden oluyor.